İlkbaharın gelişiyle birlikte Bitlis’te hareketlilik arttı. Ancak doğanın uyanışıyla birlikte şehrin sorunları da daha görünür hale geldi. Özellikle sit alanları ve metruk binalar konusunda yıllardır süregelen ihmalkarlık, şehrin tarihine ve güvenliğine büyük zarar veriyor.
Tarihi Miras Yok Oluyor
Bitlis, köklü tarihiyle adeta bir açık hava müzesi. Ancak sit alanları denetimsiz ve sahipsiz bırakılmış durumda. Mirasçılar arasındaki anlaşmazlıklar, ilgisizlik ve bürokratik engeller nedeniyle birçok tarihi yapı kaderine terk edilmiş. Sonuç? Yılların birikimi olan eserler yıkılmaya yüz tutmuş, harabeye dönmüş. Bu, yalnızca Bitlis’in değil, ülkemizin kültürel mirasına vurulmuş büyük bir darbedir. Eğer gerekli önlemler alınmazsa, geleceğe miras bırakabileceğimiz bir tarihimiz kalmayacak.
Metruk Binalar
Bir diğer önemli mesele ise metruk binalar. Şehirde terk edilmiş yapılar, yalnızca görüntü kirliliği oluşturmakla kalmıyor; aynı zamanda madde bağımlılarının mesken tuttuğu, tehlikeli alanlara dönüşüyor. Bu daha ne kadar sürecek? Bir trajedi yaşanmadan harekete geçmek gerekmiyor mu?
Yetkililere Çağrı
Bitlis’in tarihi dokusunun korunması ve halkın güvenliği için bu iki meseleye acil çözüm bulunması şart. Sit alanları restore edilmeli, korunmalı ve turizme kazandırılmalı. Metruk binalar ya onarılmalı ya da yıkılarak yerine yeni alanlar inşa edilmeli.
Bu konuda yerel yönetimlerin, el ele vererek ortak bir proje yürütmesi gerekiyor.
Bitlis, ilgisizlik ve umursamazlık yüzünden yok olup gitmeyi hak etmiyor. Yetkililer harekete geçmeli ve bu şehrin tarihine, sahip çıkmalı.
Serkan Olcay
