Bitlis, tarihin derin izlerini taşıyan köprüleriyle bir açık hava müzesi gibidir. Son dönemde, bu kadim mirasın yeniden gün yüzüne çıkarılması adına yapılan restorasyon çalışmaları takdire şayan. Ancak, ne yazık ki bu çalışmalarda yapılan isimlendirme hataları, tarihe gösterilen özenin sözde kaldığını gösteriyor.
Öğretim Görevlisi Mehmet Törehan Serdar’ın, köprülerin isimlendirilmesindeki yanlışlıklara dair yaptığı açıklamalar, bu sorunun ne denli ciddi olduğunu gözler önüne seriyor. Gazibey Köprüsü’nden Şerefiye Köprüsü’ne kadar birçok tarihi yapının yanlış isimlerle anılması, yalnızca geçmişe bir ihanet değil, aynı zamanda bir bilgi kirliliği yaratıyor.
Restorasyon Başarı, İsimlendirme Fiyasko
Karayolları’nın köprüleri onararak Bitlis’e yeniden kazandırması, kuşkusuz büyük bir başarı. Ancak bu başarıyı gölgeleyen isimlendirme hataları, çalışmanın bütünlüğüne zarar veriyor. Mehmet Törehan Serdar’ın ifade ettiği gibi, bu hatalar Karayolları’ndan değil, yanlış bilgi veren yetkililerden kaynaklanıyor. Bu durum ise asıl soruyu gündeme getiriyor: Böylesine önemli bir konuda bilgi aktarımı neden özensizce yapıldı?
Tarihi Doğru İsimlerle Yaşatmak
Örneğin, “Gazibey Köprüsü” olarak adlandırılan yapının gerçek adının “Aynalı Çarşı Köprüsü” olduğu, bölgenin eski ticaret geleneğini yansıtan bir bilgi. Benzer şekilde “Mumhane Köprüsü” adı, geçmişte burada bulunan mum döküm atölyelerini hatırlatıyor. Bu köprülerin doğru isimleri yalnızca yapıları tanımlamaz; aynı zamanda Bitlis’in geçmişine dair hikayeleri de yaşatır. Yanlış isimler ise bu hikayeleri unutturur, şehrin kültürel hafızasını siler.
Bilgi Kirliliğinin Bedeli
Yanlış isimlendirmelerin, tarihe ve kültüre olan etkisi derindir. Bu hatalar yalnızca bir tabeladan ibaret değil; geleceğe bırakılan bir mirasın çarpıtılmasıdır. Bir köprüyü yanlış adlandırmak, onunla bağlantılı tarihi ve kültürel kimliği yok saymak demektir. Bu durum, halkın tepkisine ve tartışmalara neden olduğu gibi, yerel yöneticilerin tarihi miras konusunda yeterince bilinçli olmadığını da düşündürüyor.
Çözüm Nedir?
Yapılması gereken, tüm köprülerin isimlerinin yeniden gözden geçirilmesi ve uzman bir ekip tarafından detaylı bir araştırma yapılmasıdır. Yerel tarihçiler, akademisyenler ve halkın katkılarıyla köprülerin doğru isimleri belirlenmeli ve bu isimler tüm dokümanlarda belirtilmelidir. Ayrıca, köprülerin tarihçesini ve isimlerinin kökenini anlatan bilgilendirici tabelalar yerleştirilmelidir.
Bitlis’in tarihi köprüleri, yalnızca taş yapılar değil, şehrin ruhunu yansıtan simgelerdir. Bu simgeler, doğru isimlerle yaşatılmadığı sürece restorasyonun gerçek bir anlam kazanması mümkün değildir. Tarihe sahip çıkmak, onu korumak kadar doğru anlatmaktan da geçer.

Serkan Olcay