Özcan Çiriş
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. TIKLANMA VE İZLENME UĞRUNA HER TÜRLÜ MAHREMİ AYAKLAR ALTINA ALDIK…

TIKLANMA VE İZLENME UĞRUNA HER TÜRLÜ MAHREMİ AYAKLAR ALTINA ALDIK…

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Son zamanlarda Türkiye’de olmadık şeylere şahit oluyoruz.
Şiddet, tecavüz, taciz, öldürme, bıçaklama, kayıplar, trafikte yol vermeme kavgaları…
Günlerce ülke gündemini meşgul ediyor. Bu tür haberlerin algısı mı var? Yoksa ülkede kan gövdeyi mi götürüyor?
Televizyon kanallarının bunu dakikalarca hatta günlerce gündeme getirmesi toplumu nasıl etkiliyor?
Özendirici bir etkisi mi var? Yoksa gerçekten toplum bu tür haberleri mi izlemek istiyor?
Aslında insanların kafasında binlerce bunun gibi deli sorular var.
Biz bir şeyleri iyi yapalım diye bazı etik kurallarımızdan ödün vermeye başladık.
Biz aslında tıklanma rekorları kıralım diye bu tür haberlere daha çok yer vermeye başladık.
Biz toplum olarak ahlaki değerleri tıklanma değerlerine değiştik.
İşte bozulmanın asıl kaynağı, sosyal medyayı bilinçsizce kullandık, tıklanma ve izlenme uğruna her türlü mahremi ayaklar altına aldık.
Toplum olarak komşusunun ne aldığını görmesin, çocukların canı çekmesin diye heybesinde, mendiline sararak, görülmeyecek şekilde yiyecek taşıyan bir gelenekten geliyoruz.
Yardımları gece yarısından sonra, kırılmasın, incinmesin, görünmesin diye bırakan bir toplum geleneğinden geldik.
Ne ara bu kadar bozulduk?
Batı toplumuna uyacağız diye, kendi göreneklerimizden vaz geçtik.
Geleceğimiz dediğimiz gençlerin uygar ve özgür yaşamalarına olanak sağlamak için her şeylerine göz yumar olduk.
Bizim dönemlerimizde sokakta sigara içen çocuklar büyükler tarafından uyarılır, hatta en yakınlarına haber gönderilirdi. Bu dönemde bir otokontrol vardı.
Ne zaman ki bu otokontrolü kaybettik, toplumda da bozulmalar olmaya başladı.
İçki içmek, uyuşturucu kullanmak rutin hale geldi.
Aileler tedirgin, çocuklarını okula bile gönderirken, aklı kalıyor.
Peki bu gidişat nereye? Nasıl düzeliriz?
Kutsal değerlerimizi kucaklayarak, etik kurallarımızı uygulayarak, ahlaki değerlere sahip çıkarak. Her şeyden önemlisi saygı ve sevgiyle bu işi çözeriz.
Çocuklarımıza korku yerine, sevgi aşılayalım. Büyüklerinden korkmak yerine onun tecrübelerinden faydalanmasını, öğrettiklerine saygılı olması konusunda yol gösterelim.
Aslında geleceğimiz dediğimiz çocuklarımızı, geleceğe bizler hazırlıyoruz. Bir diğer deyişle çocuklarımız bizlerin aynasıdır. Nasıl yetiştirirsek, gelecek de o nebze şekillenecek.
Bugünden tezi yok aslında.
Başta aileler olmak üzere, öğretmenler ve özellikle de bu toplumu şekillendiren din adamlarımız bu etik değerleri çocuklarımıza kazandıralım.
Saygı ve sevgiden uzak çocuklar yetiştirerek, geleceğimizden endişe etmek yerine, geleceğe güvenle bakan, birbirinin fikrine saygı duyan, toplumuna saygılı gençlerin yetişmesi yenidünya düzeninin de değişmesine neden olur.
Bizler şikayet etmek yerine, harekete geçmeliyiz. Bugün şikayet ederek bir şeyleri değiştiremeyiz. Ancak uzun soluklu bu fikirler gelecekte yeşerirse, yaşlanınca bizlerde rahat edeceğiz.

TIKLANMA VE İZLENME UĞRUNA HER TÜRLÜ MAHREMİ AYAKLAR ALTINA ALDIK…
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Bitlis Doğru Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin