Bazen yazacaklarımızı birçok elekten geçirip sizlerle paylaşıyoruz.
Toplumun nasıl karışlayacağını, tepkilerin neler olacağını süzgeçten geçiriyoruz.
Bütün parçalar yerine oturunca da siz değerli okurlarımızın beğenisine sunuyoruz.
İşte bugün okuyacağınız yazı da uzun soluklu bir araştırmanın ürünü aslında.
Her hükümet başa geldiğinde kendi bakanlarını atar, kendine has projelerini hayata geçirir.
Bu her dönemde böyledir. Ancak gelen hükümetlerde çok hassas bakanlıklar vardır. Bunlardan birkaçı, Sağlık, Eğitim, Savunma vs.
Yani siz getirdiğiniz bakanlıklarda yapacağınız yeni projeler her bakanlığa göre değişkenlik gösterebileceğini bilirsiniz.
Bazı bakanlıklar var ki bunlar çok daha hassas ve geleceği etkileyebilecek tarzda olanlardır.
Bunlardan biri de Milli Eğitim Bakanlığıdır.
İşte bu bakanlıkta yapacağınız bir değişiklik bugünkü eğitim sistemi baz alındığında 12 yıl sonra anlaşılabilecektir.
Eğitim uzun soluklu bir tarla. Bugün ektiklerinizi 12 yıl sonra hasat edebileceğiniz bir alan.
Yani eğitim sistemine bir ek yapıp bir şeyleri çıkarırsanız, bunun karşılığını uzun vadede görebilirsiniz.
Bugün yapılan bir değişiklik belki de 3-5 bakan değişikliğinden sonra ortaya çıkar.
Son yıllarda yapılan değişiklikler eğitim sisteminin bazı sorunlarını bugünlerde ortaya çıkarmaya başladı.
Meslek Liselerinin ötelenmesi, Eğitim süresinin 4+4+4 şekline getirilmesi, piyasadaki kalifiye işgücü sıkıntısını ortaya çıkardı.
Yapılan değişikliklerle herkes okullu oldu. Ancak başarılı olamayanlar da başarılıymış gibi gösterilmeye çalışıldı.
İşte sorun da burada ortaya çıktı. Son zamanlarda özellikle el sanatları anlamında Çırak sorunu baş göstermeye başladı.
Çocuklarımız elbette okuyacak, elbette iyi yerlere gelerek, Atatürk’ün dediği gibi “Muassır Medeniyetler Seviyesine Çıkacaktır”
Ancak şu an konuştuğumuz ancak birkaç yıl sonra konuşamayacağımız meslekler var. Bunlar yok olmaya başladı. Çünkü yeni yetişen gençlik masabaşı iş istiyor, çalışmadan zengin olmak istiyor. Meslek öğrenmek yerine bilgisayar başında oyun oynamayı tercih ediyor. Gelecek kaygısı yok. Enflasyon nedir? İşsizlik nedir? Borçlanma nedir? İş, istihdam, üretim, kapasite…
Son zamanlarda birçok meslek için ‘Kaybolmaya Yüz Tutmuş’ ibaresini kullanıyoruz. Bunun altında yatan en büyük neden çocuklarımızın bir meslek öğrenmemelerinden geçiyor.
Belki de birkaç yıl sonra bastonculuk olmayacak, terzilik can çekişiyor, berber çırak bulamayacak. Soğuk ve sıcak demircilik öldü. Taş işçiliği de can çekişiyor.
İşte kalifiye eleman bulamayan bu sektörler, gelecekte yok olacaklar. Bu soruna başta yetkililer olmak üzere herkesin elini taşın altına koyarak, çözüm üretmek zorundayız. Yoksa gelecek bir çöplükten öteye gitmeyecek.
Saygılarımla…

Özcan Çiriş