Uzman Klinik Psikolog
Nazlı Burcu Tüccaroğlu
Aşkın insana acı çektirmesi gerektiği inancı, kültürümüzün en köklü yanılgılarından biri olabilir mi? Şarkılar, diziler, tiyatro oyunları ve edebi eserler bize genellikle aşkın bir tür ıstırap olduğunu anlatır. Karşılıksız aşk, tutkulu ama yıkıcı ilişkiler, kavuşamayan âşıklar… Tüm bunlar, aşkın acıyla kutsandığı bir anlatıyı besliyor.
Bu durum, sağlıksız ilişki dinamiklerinin normalleşmesine yol açıyor. Manipülasyon, kıskançlık, tehdit, alaycılık, yalan gibi unsurlar popüler yapımlarda romantize edilerek sunuluyor. Oysa olgunlaşmış sevgi ve sağlıklı iletişim örneklerini medyada neredeyse hiç göremiyoruz. Böylece, sevginin derinliği çektirdiği acıyla ölçülüyor ve gerçek sevginin ancak acı ile kanıtlanabileceğine inanılıyor.
Sevme biçimimiz, içinde bulunduğumuz kültürün bir yansımasıdır. Fakat aşkı bir trajedi olarak yaşamak zorunda değiliz. Daha açık, sağlıklı ve olgun bir ilişki biçimi geliştirmek için bilinçli bir çaba harcamalıyız. Sevgi, sadece yoğun duyguların yaşandığı bir karmaşa değil, aynı zamanda güven, huzur ve anlayışla beslenen bir bağdır.
Sevginin sancıyla değil, huzurla büyüdüğü ilişkilerin çoğalması dileğiyle… Sevgi gününüz kutlu olsun!
Uzm. Psk. Nazlı Burcu Tüccaroğlu
