Önceki gün Bitlis’in en özel ve en çok ziyaret edilen yerlerinden biri olan Nemrut için çok önemli bir karar alındı.
Aslında son zamanlarda popülasyonu artan ve saldırıları ile gündeme gelen ayılar bu kararda etkili olsa da kararın biraz ağır olduğunu düşünenlerdenim.
Aslına bakılırsa o ayıların yaşam alanlarına girip, onları elle besleyen biz insanlar, vahşi doğası gereği aç kalınca da saldıran ayıları kışkırttık.
Aslında onların tek istediği yemek bulmak ve yaşamlarını idame ettirmekti.
Yaşam alanlarını daralttık. Onları yoldan çıkarıp, beslenme alışkanlıklarını değiştirdik.
Yıllarca bu bölge terör yüzünden turizmden istediği payı alamadı.
Hükümetin ısrarlı çalışması ve güvenlik güçlerinin özverili çalışmaları sonucu son yıllarda bölge biraz rahat nefes almaya başladı.
Batı illerine gidip, gıpta ile baktığımız o huzur ortamını bizler çok geç gördük. Hele yaşı 50 ve üzeri olanlar bunda en büyük bedeli ödeyen kesim oldu.
İşte tam da yatırımların geldiği, o özlenen turizmden pay almaya başladığımız bugünlerde birçok sektörü sekteye uğratacağını düşünerek, alınan kararlar bir kez daha gözden geçirilmelidir.
Her gün binlerce kişinin ziyaret ettiği, hatta bunun içerisinde oradaki ayıları görüntülemek için kilometrelerce yol kat edenleri de göz önünde bulundurmak gerekirse, Nemrut için ağır bir karar olduğunu düşünüyorum.
Yıllar önce yine İngiliz olduğunu hatırladığımız birkaç turistin bölgede kaçırılmasının ardından Nemrut ziyaretçilere kapatılmış, 1993 yılında dönemin Valisi Osman Badraslı tarafından yeniden ziyaretçiye açılmıştı. Tesadüf müdür? Bugün yine bir İngiliz turistin çadırına ayı saldırması üzerine Nemrut ziyaretçilere kapatıldı.
O dönemden bugüne geldiğimizde kapatılması, yaşanmışlıkları da göz önüne alarak ‘ağır oldu’ diyeceğimiz kararlardan biridir.
Hele sonbahar güzelliklerinin ve bütün pastel renklerin mavi ve yeşil göllerle birleşmesi, o muhteşem doğayı görüntülemeye gelenleri de engellemek demektir.
Farklı tedbirler alınabilirdi.
Piknik yasaklanabilir, çadır kurmaya izin verilmeyebilirdi. Kolluk kuvveleri ile bölgeye yiyecek getirilmesi yasaklanabilirdi. Bölgede güvenlik sağlanarak ziyaretçiler kontrol edilebilirdi.
Ancak en ağır kararı alarak, bu bölgenin turizmi sekteye uğratıldı.
Kararı alanlar bugün var yarın yok. Ancak burada yaşayan bizler ve hele hele geçmişini bilen bizler için ağır oldu.
Tabi alınan karara saygı duymakta gerekiyor.
Mülki idarenin orada olabilecek herhangi bir duruma karşı hesap verilebilirlik noktasında en doğru kararı verdiği aşikardır.
Yönetimin en önemli yanı risktir. Risk almazsanız, başarılı olamazsınız.
Bunun için birilerinin sakat kalması veya ölmesi mi gerekir? Derseniz, asla böyle bir düşünce içinde olmayız.
Ben olayın ekonomik kısmındayım.
Zaten geri kalmış iller sıralamasında son sıralarda yer alıyoruz. Bunu aşmak için değişik riskler alınmalıydı. Nemrut’u yasaklamak ekonomik olarak da risk zaten.
Nasıl olsa yarın öbür gün kar yağacaktı. Yolları kapanacaktı. Kimse de gidemeyecekti.
Alınacak basit tedbirler varken, bu karar ağır oldu. İyi mi oldu, kötü mü oldu? Bunu da zaman gösterecek.
Saygılarımla…
Özcan Çiriş