Bitlis’te son günlerde etkisini artıran yağmur, yalnızca toprakla değil, ihmalle de buluşuyor. Her yağmur sonrası ortaya çıkan manzara, artık sıradan bir tabloya dönüştü.
Su birikintileri, tıkanan mazgallar, yürünemeyen kaldırımlar, geçilemeyen yollar… Ve tüm bunlara karşı derin bir sessizlik hakim.
Özellikle Bitlis Valiliği ile Müftülük mevkii arasındaki araç yolu, neredeyse her yağış sonrası bir gölete dönüşüyor. Sürücüler direksiyon başında bir denge oyunu oynarken, yayalar kaldırımda yürümek yerine su sıçramalarından kaçmaya çalışıyor. Oysa çözüm belli. Etkin bir altyapı bakımı, düzenli mazgal temizliği ve yağmur suyu tahliye sistemleri. Ancak yıllardır “yapılacak”, “bakılacak”, “değerlendirilecek” gibi oyalayıcı ifadelerle geçiştirilen sorunlar artık katlanılamaz bir hal aldı.
Ve bir diğer yara.
Bitlis’in kalbinde yer alan, tarihi ve nostaljik dokusuyla öne çıkan Sinema Yokuşu. Her yağmurda merdivenleri küçük bir dereye dönüşen bu güzergah, vatandaşın değil adeta suların yürüyüş güzergahı haline gelmiş durumda. Yayalar içinse geçiş imkansız. Üstelik bu sorun bir haftalık ya da aylık değil, yılların getirdiği bir ihmalkarlık örneği.
Vatandaşlar artık yalnızca ıslanmıyor, aynı zamanda ciddiye alınmamaktan dolayı öfkeleniyor. Tepkilerini sosyal medyada, sokakta ve sohbetlerde dile getiriyorlar ama somut bir adım, hala ortada yok. Yerel yönetimlerin görevi yalnızca güneşli günlerde kurdele kesmek değil, zorlu anlarda da halkın yanında olmaktır.
Bitlis halkı, şehri sular altında bırakan bu ilgisizliğe artık sessiz kalmak istemiyor. Göz ardı edilen her yağmur, aslında biriken bir öfke seline dönüşüyor. Yetkililere çağrımız açık ve nettir: Bu sorunları görmezden gelmeyin. Çünkü Bitlis halkı artık çözüm bekliyor.
Serkan Olcay