Bitlis’teki kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerde izlediği yol, ne yazık ki şeffaflıktan uzak bir tablo çiziyor. Birçok kurum, ihalelerini gazetelere ve internet sitelerine ilan vermeden gerçekleştirmekte. Bunun başlıca gerekçesi olarak ise, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 21/f maddesi öne sürülüyor. Ancak bu madde, sadece “acele ihale” durumlarında kullanılmalıdır. Sürecin gerektirdiği aciliyet olmadığı halde bu maddeye başvurmak, kamu yararını zedeleyen bir uygulamadır.
Kamu ihalelerinin açık bir şekilde duyurulması, devletin çıkarlarını korumak adına büyük önem taşır. İhale ilanlarının gazetelerde ve internet sitelerinde yayımlanması, ihaleye katılacak firmalar arasında rekabeti artıracak ve bu rekabetin sonucu olarak maliyetlerde düşüş yaşanacaktır. Bu da kamu kaynaklarının daha verimli kullanılmasını sağlayacaktır. Ancak Bitlis’teki birçok kurum, bu yöntemi tercih etmek yerine doğrudan temin yoluna başvuruyor. Bu durum, rekabeti ve şeffaflığı ortadan kaldırdığı gibi, kamu kaynaklarının etkin kullanılmamasına da yol açıyor.
Sorulması gereken esas soru şudur: Bitlis’te bu duruma kim “dur” diyecek? Kamu kurumlarının bu uygulamaları denetimden uzak mı olacak? Şeffaflık ve rekabetin olmadığı bir ihale sürecinde, kamunun çıkarlarını kim koruyacak?
Bu noktada yetkililere büyük sorumluluk düşüyor. İhale süreçlerinin şeffaf, rekabetçi ve kamu yararına uygun bir şekilde yürütülmesi için gerekli adımlar ivedilikle atılmalıdır. Gazete ve internet ilanları, ihalelere katılmak isteyen tüm firmalar için eşit bir fırsat sunarken, aynı zamanda kamu kaynaklarının daha verimli kullanılmasına da katkı sağlayacaktır.
Bitlis’teki kurumların 21/f maddesine dayanarak yaptıkları bu uygulamalar, aciliyet dışında kullanılmamalı ve kamu yararı gözetilmelidir. Bu şeffaflık eksikliği, yalnızca devletin mali çıkarlarını değil, aynı zamanda halkın güvenini de zedelemektedir. Yetkililerin bu duruma el atması, şeffaf ihale süreçlerinin tesis edilmesi ve doğrudan temin yolunun suiistimal edilmesinin önüne geçilmesi gerekmektedir.