Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin ilk Türk astronotu Alper Gezeravcı, Bitlis’e gelerek bir okulda eğitimciler ve öğrencilerle buluştu.
Bitlis İl Milli Eğitim Müdürü Bılal Gür’ün başkanlığında gerçekleşen bu etkinlik, bir bilim insanının gençlerle bir araya gelmesi açısından büyük bir fırsattı. Ancak bu önemli etkinlikte göz ardı edilen büyük bir eksik vardı. Basın.
Bitlis basını, bölge halkına haber ulaştırma konusunda kilit bir rol oynarken, böylesine önemli bir organizasyona davet edilmemesi düşündürücü. Oysa bu tür etkinlikler, yalnızca katılımcılarla sınırlı kalmamalı; toplumun daha geniş kesimlerine ilham verebilmesi için basın aracılığıyla duyurulmalıdır. Basının bulunmadığı bir organizasyon, toplumla bağ kurma fırsatının heba edilmesi demektir.
Ne yazık ki, bu durum Bitlis’te bir ilke değil. Son zamanlarda, bazı bürokratların basına karşı mesafeli tutumları dikkat çekiyor. İstedikleri zaman basına bilgi veriyor, istemedikleri zaman ise yokmuş gibi davranıyorlar. Adeta basın ile yerel yönetimler arasında görünmez bir duvar örülmüş gibi. Halbuki basın, eleştirisiyle, önerisiyle ve haber gücüyle bir şehir için bir denetim mekanizmasıdır. Basının görmezden gelinmesi, halkın haber alma hakkını engellemekle eşdeğerdir.
Bitlis gibi köklü bir şehirde, basının dışlanması hem yöneticilere hem de halka zarar verir. Çünkü basın, yalnızca eleştiren değil, aynı zamanda başarıları da duyuran bir güçtür. Alper Gezeravcı’nın ziyareti gibi anlamlı bir etkinlik, basının aracılığıyla daha geniş kitlelere ulaştırılabilir ve gençlere ilham kaynağı olabilirdi.
Buradan Bitlis’teki bürokratlara bir çağrıda bulunmak istiyorum: Basını bir tehdit değil, bir köprü olarak görün. Bu köprüyü sağlamlaştırmak, şehirdeki iletişim kanallarını güçlendirmek ve toplumla daha güçlü bir bağ kurmak sizin elinizde. Çünkü unutulmamalıdır ki, basın olmadan bir şehirde hiçbir başarı kalıcı bir yankı uyandıramaz.
Bitlis, basın ile bürokrat arasındaki bu soğuk duvarı aşarsa, yalnızca haberleşme değil, toplumsal ilerleme açısından da çok şey kazanacaktır. Unutmayalım ki, şeffaflık bir yönetimin en güçlü silahıdır, bu şeffaflığın sesi ise basındır.
Serkan Olcay
