Bitlis’in Tatvan ilçesinde yaşayan 2 çocuk annesi İclal Macit, sokakta bulduğu atık malzemeleri evindeki 10 metrekarelik atölyeye çevirdiği odasında süs eşyalarına çeviriyor.
Aslen Diyarbakırlı olduğunu, ancak Bitlis’in Tatvan ilçesinde yaşamını sürdürdüğünü belirten Macit, çocukluğundan beri meraklı olduğu süs eşyası yapımını hayatı boyunca sürdürmek istediğini söyledi. Çocuk yaşta başlayan süs eşya yapımını, sokakta bulduğu atık malzemelerden süs eşyası yapma işini severek yaptığını belirtti.
Hiçbir malzemenin atık olmayacağını, zamanla bir esere dönüşebileceğini belirten Macit, evde bile kırılan malzemeleri atmayıp, farklı alanlarda kullanılabilir malzemelere dönüştürüyor.
Liseyi meslek lisesinde okumasına rağmen orada verilen eğitimlerin yanında bu tür atık malzemelerden farklı ürünler yaptığını ifade eden Macit, insanların çöp diyerek attığı attıkları işleyip çeşitli özel tasarım objelere dönüştürüyor.
Eski plastikler, metal parçaları, karton kutular, strafor ve diğer atık malzemelerin hepsi Macit’in evinin 10 metrekarelik atölyesinde bir araya gelerek, şekillenerek ortaya sıra dışı tasarımlar çıkıyor.
Farklı dokudaki birçok malzemeyi kullanarak hayal gücüne göre sanat eserine çeviren Macit, “Her türlü atık malzeme sanat eserine dönüşebilir” dedi.
Macit, sanatıyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Küçüklükten beri ben bunları yapardım. Bahçemizin etrafındaki çalıları kesip şiş yaparak örgü örerdim. Babama ait boyaları alıp, kesilen odun parçalarını boyar süs eşyaları üretirdim. Okul sıralarında da boş durmadım. Ancak liseye geldiğimizde sanatı seçtim. Orada tabi bu tür şeyleri yapmadık. Daha çok nakış dikiş, örgü, bebek yapımı, yemek yaptık. Evdeki eşyaları daha aktif olarak kullanmak üzere dönüştürmeye başladım. Mesela tencereden saat yaptım. Kütükleri bahçelerden bulup getirdim. Hepsinin içini temizledim. Vernikledim. İçlerine çiçekler yerleştirdim. Bahçelerden mısır koçanlar toplayarak, onlarla bebekler yaptım. Lahanalar ve kabakları kuruttum, süs eşyaları yaptım. İnşaat atıkları, borular, parkeler, demirler bana malzeme oldu. Çimento, derz, alçı bunları hepsini karıştırarak değişik şeyler yaptım. Vazo, testi, bardak, çiçeklik bunlar büyüdükçe büyüdü. Bugüne kadar binin üzerinde eser yaptım. Aile ekonomime hiç katkısı olmadı. Hediyeleşmeyi çok seviyorum. Yaptıklarımı görsünler istiyorum. Herkese göstermek istedim. Görenler bunu neden sanata dökmüyorsun, ailene neden katkı olarak döndürmüyorsun’ diyenler oldu. Benim imkanım olmadı. Bunları sadece hayal gücümle yapıyorum. İçimde bir yapma arzusu var. Yapmadan duramıyorum. Evde kırılan hiçbir malzemeyi atmıyorum. Onu nasıl değerlendirebilirim diye bir köşede bekletiyorum.” (Haber:Gönül Olcay)