Bitlis’in Tatvan ile Ahlat ilçeleri arasındaki 40 dönüm arazi üzerine kurulmuş olan ve 45 derece sıcak suya sahip Nemrut Gülsuhan Kaplıcaları ziyaretçilerini bekliyor. Kış ve yaz aylarında sürekli açık olan 300 kişi kapasiteli termal kaplıca tesisinde 4 büyük havuz, duş alma bölümleri, soyunma ve dinlenme odaları, havuzlu 32 özel oda bulunuyor. Aynı zamanda konaklamalar için bir otel inşaatının yanı sıra, 13 adet Eskimo (İglo) evleri inşası da sürüyor.
“Mineralleri bu kadar yüksek başka hiçbir su kaynağı yok”
Kaplıca tesisinin bulunduğu yerde 3 farklı sondaj çalışması yaptığını söyleyen Nemrut Gülsuhan Kaplıcaları işletmecisi İzzettin Bayram, “özel idareden aldığım ruhsat ile 3 yere sondaj attım ve sıcak su aldım. Van Gölü’nün Tatvan ile Ahlat kıyı şeridi arasında 20 yerde tespit ettiğimiz sıcak su fayları var. Burada belirlenen yerlerde sondaj atarak 50 ile 100 derece arasında sıcak su çıkarılabilir. Burayı Nemrut Yanardağı’nın gölü besliyor ve minareleri oldukça yüksek sudur. Yaptırdığım tahlillerin neticesine dayanarak söylüyorum ve iddia ediyorum Türkiye genelinde, buradaki suda olan mineraller kadar yüksek minerallere sahip başka hiç bir kaplıca yok” dedi.
Yaklaşık 7 yıldır kaplıca ve bölge turizmiyle alakalı çalışma yürüttüğünü ifade eden İzzettin Bayram, “2012 yılında Bitlis İl Özel İdaresi’nden jeo termal ruhsatı aldım. Ahlat ve Tatvan arasındaki 11. kilometrede 2 sondaj neticesinde sıcak su çıkarttım ve burada kendi imkanlarımla normal bir tesis yaptım. Gün geçtikçe tesisi büyütüp geliştirdim. Buradaki 40 dönüm üzerinde kurmuş olduğumuz kaplıca tesisimiz 300 kişi kapasitelidir. Tesis içerisinde 4 büyük havuz, duş alma bölümleri, soyunma ve dinlenme odaları, havuzlu 32 özel bölümler yer alıyor. Ayrıca, kamelyalar ve mesire alanlarının yanı sıra 13 adet İglo, yani Eskimo evlerinin inşasına da başlamış bulunmaktayız. 2 katlı ve 300 kişi kapasiteli otel inşaatımız da devam ediyor.
Yaklaşık 20 gün önce bir sondaj çalışması daha yaptık ve 45 derece sıcaklığa sahip termal suya ulaştık. Şuan 3 tane sıcak kaplıca suyu kuyumuz var ve burası Van Gölü havzası, aynı zamanda turizm bölgesidir. Burası neden Antalya veya diğer turistik bölgeler gibi bir yer olmasın. Rus turistler, İranlılar veya batı ülkelerdeki turistler neden buraya gelmesin. Buraların tanıtılmasını istiyoruz. Buraya devlet eli atılırsa, burada güzel bir yatırım olursa, memleketimiz kalkınır, turizm canlanır, istihdam sağlanır ve insanlar buradan ekmek yer” diye konuştu.
Teşviklerin olmasına rağmen hiçbir krediden faydalanmadığını vurgulayan İzzettin Bayram, “Şuan da faaliyetteyiz, yalnız otelimiz ve bazı eksiklerimiz olduğundan dolayı fazla bir randımanla çalışamıyoruz. Burada 300 kişilik büyük bir otel yapmak istiyordum ve 1 katının kaba inşaatını kendi imkanlarımla yaptım. Sayın Cumhurbaşkanımız sağ olsun, doğuda cazibe merkezi diye teşvik kredisi imkanı çıkardı ve biz o teşvik için müracaat ettik. Kendi imkanlarımızla başladığımız çalışmaya teşvik kredisi ekleyemediğimiz için inşaat yarıda kaldı.
Ben bugüne kadar devletten bir kuruş bir teşvik kredi almış değilim. Sayın Cumhurbaşkanımızın doğu illerinin kalkınması konusunda çok duyarlı olduğunu ve Ahlat ilçesine ayrı bir önem verdiğini biliyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız bizden haberdar olursa bu konuda buralara el atacağını ve ilgili kurumları yönlendireceğini düşünüyorum. Yetkililerden ricam gelip buraya baksınlar ve incelemeler yapsınlar. Burası Tatvan – Ahlat karayoluna 200 metre mesafede ve Van Gölü’ne de aynı mesafede. Milletvekilleri ve bakanlar sürekli buradan geçip Ahlat’a gidiyor. 7 yıl zarfında benim hiçbir milletvekilim buraya uğramış değil. En azında gelip görsünler. Ben bu güne kadar buraya toplam 30 – 40 milyon lira civarlarında masraf yapmışım.
Turizm ve istihdama yönelik, aynı zamanda tanıtıma katkı sunacak güzel bir kaplıca tesisi kurmuşum. Gelen kişiler kalacak yer istiyor. İmkanım yetmediği için oteli tamamlayamadım. Bu konuda kanun çerçevesinde destek bekliyorum. Aynı zamanda, buraların tanıtılması ve turistlerin buraya yönlendirilmesi konusunda da Turizm Bakanlığı çalışma yürütmesini diliyorum. Bu su bazı hastalıklara iyi geldiği gibi, seracılık için de uygun ve turizme katkısının çok olacağını düşünüyorum. Yeter ki Turizm Bakanlığı burayı programına alsın ve ilgili kurumlar burası için bir çalışma yürütsün” şeklinde konuştu.