Bitlis’in Adilcevaz ilçesinde bastonculuk mesleğini sürdüren Cumali Birol, sinemalar ve dizelerde yer alan 5 asırlık ceviz ağacından özel bastonlar üretiyor. Cumali Birol, “Baston deyip geçmemek lazım. Baston gücün ve asaletin sembolüdür. Bazen gözdür, bazen bir dayanak, bazen de üçüncü bir ayaktır. Sevdiğinize takdim edildiğinde hayırlı ve uzun ömrü ifade eder. 40 yaşından sonra kullanılması sünnet, her evde olması gereken bir aksesuardır. Demek ki baston yaşlılık aracı değilmiş. “ dedi.
Adilcevaz’da vadi içerisinde oluşan ceviz ağaçlarından bastonu ürettiğini anlatan Birol, bastonun baş kısmını ise manda ve sığır boynuzundan yaptığını ifade etti.
Ailenin ileri gelenlerinden öğrendiği bu sanatı üçüncü kuşak olarak devam ettirdiğini dile getirdi. Ortaya çıkan ürünlerin üzerinde ebru, çini, gümüş ve sedef kakma yöntemi ile süsleme işlemlerini yaptığını anlatan Birol, şöyle konuştu:
“Ceviz ağaçlarının Adilcevaz’da olması hasediyle vadi içerisinde oluşan ceviz ağaçlarından yapılan bu ürünlerin bizi Ahlat ve Zonguldak’tan ayıran kısmı ise tamamen el yapımı olup, üzerinde manda ve koç boynuzu kullanılır. Desen olarak ebru, çini, gümüş ve sedef kakma olaylarını gerçekleştirdiğimiz için Adilcevaz bastonu diğer bastonculardan ciddi olarak ayrılmaktadır. Yaptığımız işler tamamen el emeği olup, büyük ilgi görmektedir. Ramazan ayında Cumhurbaşkanımıza çinili bir baston hediye ettik. Fırça sanatıyla yapılan bastonumuz Türkiye Kalite 1’incilik ödülünü almıştır. Birçok sanatçıda, ünlüde bastonumuz var. Ama en önemlisi televizyon dizileri ve sinemalarda büyük ilgi gördük. “
“Bastonumuz Payitaht Abdülhamid Dizisinde Oynadı”
Yaptığı bastonlardan birinin başrolünü Bülent İnal’ın üstlendiği “Payitaht Abdülhamid” dizisinde, diğerinin ise Ata Demirer’in başrolünü üstlendiği “Osmanlı Cumhuriyeti” filminde oynadığını belirten Birol, şunları kaydetti:
“Sanatçı Demirer ve İnal’ın kullandığı bastonları biz yaptık. Payitaht Abdulhamid dizisinde onayan bastonumuz’un üzerinde bir adet zümrüt ve yakut bulunmaktadır. Bastonumuz birçok anlamı ifade etmektedir. Yakutu sedef içerisine kakma yaptık. Bunla kalp gözünün açık olduğunu ifade ediyoruz. Bütün medeniyetleri içinde barındıran, bütün dinleri kucaklayan Osmanlı’nın bu tarzda bir yaşamı oluğunu bir bastona işledik. Önümüzdeki sezonda sinema ve diziler adına daha farklı çalışmalarımız olacaktır.””
“Bastonculuk Sanatının Ölmesini İstemiyoruz”
Türkiye’deki sanat dallarının birçoğunun unutulmaya yüz tutmuş sanatlar arasında olduğuna dikkat çeken Birol, kültürel el sanatlarını gelecek nesile aktarmak istediklerini vurguladı. Kültür mirasçıları olarak, kültürel el sanatlarını gelecek kuşağa aktarmak zorunda olduklarını anlatan Birol, şunları söyledi:
“Genellikle bastonlarımızda Osmanlı ve Selçuklu motiflerini kullanıyorduk. Fakat son yıllarda güncelleme olayına geçtik. Her yıl yeni bir çalışma yapıp, yeni ürünler katıyoruz. Bu yıl ise koleksiyonumuzda kemik saplı ürünlere ağırlık verdik. 32 sanat dalından biri olan bastonculuk Bitlis’te yapılıyor. Türkiye’deki sanat dallarının birçoğu unutulmaya yüz tutmuş sanatlar arasındadır. Buda bizim şevkimizi kırmıyor değil. Ama biz genç nesile sanatlarımızın aktarılması noktasında büyük bir çaba sarf ediyoruz. Bizler bugün çaba sarf etmek zorundayız. Bizler kültür mirası taşıyıcıları olarak kültürel mirasımızı, kültürel el sanatlarımızı gelecek kuşağa aktarmak zorundayız. Çünkü bizler bu sanatların ölmesini istemiyoruz. “